Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi G.M-Fransa kararı

Çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesi halinde annesinin ilişki kurma hakkı karşısında çocuğun üstün menfaatinin esas alınacağına dair Sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edilmediği karardır.

Çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesi halinde annesinin ilişki kurma
hakkının karşısında çocuğun üstün menfaati esas alınır.

G.M. V. FRANSA
OLAY VE BULGULAR

Başvurucu G.M. 24 Ağustos 2017 tarihinde dört aylık kızını yanına alarak müşterek konutu
terk etmiş ve ev içi şiddet mağdurlarına tahsis edilen Flora Tristan adlı merkeze sığınmıştır.
Nanterre Savcısı 26 Ağustos 2017 tarihli geçici koruma kararı ile çocuğun yerel Çocuk
Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesine karar vermiştir. Bu karar üzerine müşterek çocuk E.,
Plessis Robinson çocuk yuvasına yerleştirilmiştir. Akabinde savcı, Çocuk Koruma
Hakiminden çocuk E. için eğitim yardımına dair tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

12 Eylül 2017’de başvurucunun avukatı ve tercümanı ile hazır bulunduğu duruşmada
Nanterre tribunal de grande instance adlı mahkemede Çocuk Koruma Hakimi, çocuk
hakkında verilen Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesine dair koruma kararının 12 Mart
2018 tarihine kadar altı ay süreyle uzatılmasına karar vermiştir. Hakim ilk safhada, çocuğun
korunaklı bir çevrede bulunmasını garanti altına almak için, her bir ebeveyne en az haftada
bir kez çocukla kişisel ilişki kurulması ve bunun sürdürülmesi amacıyla “çocukla denetimli
ilişki” kurma hakkı tanımış, çocuğun ihtiyacı ve gelişimine göre bu hakkın
genişletilebileceğine hükmetmiştir. Başvurucu G.M. bu kararı temyiz etmiştir. Bu sırada
hakim, çocuğun bir tehlike içerisinde olup olmadığının tespiti için eğitim değerlendirme
tedbirine hükmetmiştir. Bu tedbir Olga Spitzer Derneği tarafından yürütülmeye başlanmıştır.

Versay Temyiz Mahkemesi tarafından, çocuğun korunmaya alınmasına dair karar 12 Ocak
2018 tarihinde onanmıştır. 1 Şubat 2018 tarihinde ise Olga Spritzer Derneği, Çocuk Koruma
Hakimliği tarafından hükmedilen eğitimsel değerlendirme tedbirinin uygulanmaya
başlandığını mahkemeye bildirmiştir.

Çocuk Koruma Hakimi, E.’nin çocuk esirgeme kurumunda 6 ay süreyle kalmasına dair
kararını 7 Mart 2018 tarihinde yenilenerek, ebeveynlerin çocukla denetimli ilişki kurma
hakkına ilaveten ebeveynlere haftada en az bir kez denetime tabi olmaksızın ilişki kurma
hakkı tanımıştır.

İlaveten bu karar ile çocuğun babaannesine çocuğu en az haftada bir kez dışarı çıkarma
imtiyazı tanınmıştır. G.M. çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesi kararının
sonlandırılması talebiyle 3 Nisan 2018 tarihinde yerel mahkeme kararına karşı kanun yoluna
başvurmuştur.

15 Haziran 2018 tarihli bakımevi uzman eğitim yöneticisi durum tespit raporunda, E.’nin
ailesinin endişeli ve orantısız seviyede kaygılı olduğundan bahisle E. hakkında verilen Çocuk
Esirgeme Kurumunda kalmasına ilişkin kararın sürdürülmesini talep etmiş ve ebeveynlerin
bahsedilen hususlarda psikolojik ve psikiyatrik desteğe ihtiyaç duyduklarına dair
değerlendirmelerde bulunmuştur. 7 Mart 2018 tarihli karara karşı temyiz süreci derdestken,
Çocuk Koruma Hakimliği çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumunda kalmasına dair kararını 20
Ekim 2018 tarihine kadar altı ay uzatmıştır.


Versay Temyiz Mahkemesi 21 Eylül 2018 tarihli kararıyla, çocuğun Çocuk Esirgeme
Kurumuna yerleştirildiği an ve öncesinde ebeveynler arasındaki anlaşmazlığın aşırı kriz
haline geldiğini hatırlatarak ilk derece mahkemesinin 7 Mart 2018 tarihli kararını hukuka
uygun bularak onamıştır. Yine Versay Temyiz Mahkemesi 19 Ekim 2018 tarihli kararıyla
Çocuk Koruma Hakimliği tarafından verilen çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumuna
yerleştirilmesi ve çocuk ile denetimli ilişki kurulması kararını onamıştır.

Çocuk Koruma Hakimi 17 Kasım 2018’de E.’nin Çocuk Esirgeme Kurumundan ayrılarak bir
yıl süreyle babasıyla kalmasına karar vermiştir. Hakim başvurucu G.M.’ye her ayın ilk hafta
sonunda çocuğuyla kalma ve çocuğuyla birlikte muayenelere gitmesi konusunda imtiyaz
tanımıştır. Aynı zamanda hakim, hane halkı için eğitim rehberliği tedbirinin uygulanmasına
hükmetmiştir. Eğitsel destek tedbirine ilişkin 3 Kasım 2019 tarihli raporda, çocuğun
babasıyla ilişkisinde yeniden ve tatmin edici bir denge kurduğu kaydedilmiştir. Ancak
mezkur raporda ebeveynlerin aralarındaki çatışmalarını çözemediklerinin ve müşterek
çocuğun ihtiyaçlarına odaklanamadıklarının altı çizilerek, 1 yıllık periyodun şartlı uzatılması
gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Versay Temyiz Mahkemesindeki 6 Aralık 2019 tarihli
duruşmada G.M. tercüman vasıtasıyla dinlendikten sonra mahkeme, Çocuk Koruma
Hakiminin 17 Aralık 2018 tarihli kararını onamıştır. Başvurucunun sağladığı son bilgilerden,
eğitim rehberliği tedbiri bir yıl süreyle uzatıldığı anlaşılmıştır. Başvurucu Rusça tercüman
bulunmamasından ötürü eğitim rehberliği tedbirinin uygulanmasında zorluklar yaşadığını
iddia etmiştir.


MAHKEME KARARI

  1. Madde (Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı)

İlk olarak, çocuğun ilk kez Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesi tedbiri, çocuğun
ebeveynlerinin gözaltında olması, çocuğun ailesiyle kalmasının çocuk için tehlike yaratacak
olması nedeniyle ve duyulan aciliyet üzerine savcı talebi ile alınmıştır. İzah edildiği üzere,
ebeveynler farklı karakollarda birbirleri hakkında yapılan suç duyurularının soruşturulmasını
ve psikiyatrik değerlendirmelerini beklerken, çocuğun güvenliği için geçici olarak bakım
evine yerleştirilmesi, varsayımdan uzak bir tehlikenin önlenmesi için gereklidir.

Çocuk Koruma Hakimi, çocuk ile ebeveynler arasında sorunların bulunduğundan ve
ebeveynlerin çocuğa uygun şekilde bakamayacağının değerlendirilmesi gerektiğinden
bahisle, çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumunda kalmasına dair kararın altı ay daha
uzatılmasına karar vermiştir. Bu kararın verilmesinde, çocuğun ailesi içerisinde tehlikede
olabileceğine dair çocuk esirgeme kurumu raporları göz önünde bulundurulmuştur.

Yerel mahkeme çocuğun yaşı, ebeveynleri ile olan ilişkilerindeki sorunlar, ebeveyn çocuk
ilişkisinin ilerleyememesi ve ebeveynler arasındaki anlaşmazlığı nazara alarak, çocuğun
Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesi kararını altışar aylık süreyle iki kez daha uzatılmasına
hükmetmiştir. Yerel mahkemeler bu kararlarında, Çocuk Esirgeme Kurumunun, Olga Spitzer
Derneği’nin, bağımsız kuruluşlarının, Aubeir Sağlık ve Psikoloji Merkezi’nin, geçici
psikiyatri acil yardım ünitesi kadın doğum bölümünün başvurucunun kişisel ve ebeveynlik
yetenekleri bakımından tanzim edilen raporları hükme esas alınmıştır.

Mahkeme, yerel mahkemelerin başvurucunun menfaatleri ile çocuğun menfaatleri arasında
anlamlı bir denge kurmaya çalıştığı görüşündedir. Yerel mahkeme kararları bir bütün olarak
incelendiğinde, kararların tümünün çocuğun üstün yararı uyarınca alındığı tespit edilmiştir.
Mahkeme, çocuğun Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilmesi suretiyle anne- baba menfaati
ile çocuğun gelişimi arasında bir denge sağlandığı sonucuna varmıştır. Yapılan incelemede
koşulların izin vermesine binaen çocuğun babası ile yaşamasına karar verildiği kaydedilmiştir. Yine inceleme neticesinde yerel makamlar tarafından herhangi bir keyfi veya açıkça takdir hakkını aşan bir uygulama bulunduğu sonucuna ulaşılamamıştır.

Üçüncü olarak başvurucunun çocuğuyla kişisel ilişki kurma hakkı incelendiğinde, başvurucu
ve çocuğunun yeniden bir araya gelmesini kolaylaştıracak ve bu yöndeki hakları geliştirecek
tedbirlerin, çocuğun kuruma alınmasından itibaren emredildiği tespit edilmiştir. Yerel
mahkemenin 7 Mart 2018 tarihli çocukla denetimsiz ilişki kurma kararına uyulmamasına
rağmen İHAM, yerel makamların başvurucu ve çocuğu arasında iletişimin sürdürülmesi
hususunda devamlı suretle ilgili olduklarına, bu endişelerin sona erdirilmesi amacıyla eğitim
desteği sağlanması için zaman tanınması gerektiğine ve yine yerel makamların bu endişenin
sona erdirilmesinde kararlı olduğuna karar vermiştir.

Son olarak İHAM, karar alma sürecini bir bütün olarak ele aldığında, bu sürecin
başvurucunun menfaatlerini korumaya yönelik usuli güvencelerle çerçevelendiği
görüşündedir. Mahkeme tarafından başvurucunun; Çocuk Koruma Hakimi tarafından verilen
kararları temyiz etme, kendini vekil ile temsil ettirme ve tercüman desteği ile savunma
yapma, karşı tarafın beyanlarına karşı beyanda bulunma haklarına sahip olduğu tespit
edilmiştir. Mahkeme ulusal makamların takdir hakları dahilinde başvurucunun haklarına aşırı
müdahalede bulunulmaksızın, çocuğun üstün yararını sağlamak adına, kendilerinden makul
olarak beklenebilecek tedbirleri aldıkları sonucuna ulaşmıştır. Açıklanan nedenlerle
sözleşmenin 8. maddesinin ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır.

Çeviri Avukat Hakları Grubu Çocuk Hakları Merkezi Üyesi Dr., Av. Müberra Akboğa Algan &Av. Ezgi Vural tarafından yapılmıştır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir