Sayın Başkan,

Her geçen gün savunmaya ve savunma özgürlüğüne yapılan saldırılar biraz daha artarken, avukatlar asıl fonksiyonundan uzaklaştırılırken, avukatsız mahkemelerin altyapısı hazırlanırken, mesleğin alanı daraltılırken, mesleki kast sistemi oluşturulurken, avukatlar görevlerinden ötürü tutuklanırken, avukatlar duruşma salonlarından atılırken, avukatlar kendilerini bugüne kadar örneği görülmemiş düzeyde psikolojik, ekonomik, fiziksel baskı altında hissederken ve gelecek kaygısı taşırken, avukat sayısı kontrolsüz ve elemesiz bir şekilde artarken, hatta toplumun avukatlara olan saygısı azalırken …
Her geçen gün, mesleki ve nihayet hayati hale gelmiş sorunlarımızdan ve yargının genel işleyişine ilişkin kaygılarımızdan, sizin ısrarlı ve kararlı bir şekilde uzaklaşmakta olduğunuzu şaşkınlık içinde ve üzülerek izliyoruz.
Bu çerçevede meslektaşlarımızdan zaman zaman gelen eleştirileri duymazlık ve görmezlik içinde olma tavrınızın yanı sıra tarafınızı uyarıcı nitelikteki açıklamaları “Milli birlik ve beraberlik için yaptığımız çalışma ve söylemlerimizden rahatsızlık duyanların tepkileri” şeklinde değerlendirmiş olmanızı esefle kınıyoruz.
Sayın Başkan,
Türkiye Barolar Birliği, sizin başkanlık görevine geldiğinizden bu yana, hiç bu kadar mesleğin özünden uzaklaşıp, sansasyonel çıkışlarla kamuoyunun gündemine gelmedi. Oysa size düşen yegane ve asıl yükümlülük, daha önceki birlik başkanlarımızda olduğu gibi meslek onuru ve bağımsızlığına gölge ve şaibe düşürmeden, hukukun üstünlüğünü şiar edinerek görevinizi ifa etmek olmalıdır.
Size 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun Barolar Birliği Başkanı’na yüklemiş olduğu misyonu ve bu misyon için ‘seçilmiş’ olduğunuzu hatırlatır, sizi yürütmekte olduğunuz görev ve misyonun saygınlığı ve ağırlığına uygun davranmaya ve hukukun üstünlüğünü korumaya davet ederiz. Yok eğer bu görev ve misyon size ağır geliyorsa, avukatlık cübbenizi çıkarıp siyasete girmenizi tavsiye ederiz.
Avukat Hakları Grubu